logo

Welcome to Wellspring

Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipiscing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua.
Working Hours
Monday - Friday 09:00AM - 17:00PM
Saturday - Sunday CLOSED
From Our Gallery
Top

Otoimmün Hastalıklar ve Eliminasyon Diyeti

Bağışıklık sistemi, vücudumuzu dışarıdan gelen bakteri, virüs ve diğer patojenlere karşı savunan karmaşık bir mekanizmadır. Ancak, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmaması durumunda vücudun tamamı olumsuz etkilenebilir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması, vücudun enfeksiyonlara karşı savunmasız kalmasına neden olurken, aşırı çalışması ise vücudun kendi dokularına saldırmasına yol açabilir. Bu durumda, bağışıklık sistemi vücudun kendi dokularını (örneğin tiroid, eklemler, bağırsaklar, cilt gibi) yabancı olarak algılayarak saldırıya geçer. Bu durum, otoimmün hastalık olarak adlandırılır.

Otoimmün Hastalıklar Neden Artıyor?

Son 50-60 yılda tarım, hayvancılık ve teknoloji alanındaki gelişmeler, yaşam tarzımızı köklü bir şekilde değiştirdi. Bu gelişmeler sayesinde daha ucuz, daha ulaşılabilir ve daha lezzetli yiyeceklere sahip olduk. Ancak bu durum aynı zamanda otoimmün hastalıkların artışına da katkıda bulundu.

Endüstriyel tarım ve hayvancılık uygulamaları, doğal besinler yerine işlenmiş ve besin değeri düşük gıdaların tüketilmesine yol açtı. Ayrıca, modern yaşamın getirdiği stres ve hareketsizlik de bağışıklık sistemimizin dengesini bozarak otoimmün hastalıklara zemin hazırladı.

Gelişen teknoloji özellikle tarım alanında insanı daha az yoran ama daha çok verim sağlayan birçok “buluşa” imza attı. Daha çok ürün almamızı sağlayan suni gübreler, hasatlarımızı kemirgenlerden koruyan “ilaçlar”, ürünlerin tadını güzelleştiren, ebatını büyüten uygulamalar, ve diğer bir sürü kolaylık sayesinde yiyecekler ucuzladı, daha ulaşılabilir oldu, daha lezzetli hale geldiler.

Teknoloji sadece tarım ve hayvancılıkta gelişmedi. Hepimizin işinin artık bir kısmı teknoloji. Tüm bu gelişmelerin hayatımızı kolaylaştırıp bizi daha az yorması gerekirken bir şekilde hepimiz çok daha yoğun, oradan oraya koşturan, yemek yemeye vakit bulamayıp bir şeyler atıştıran veya hemen köşedeki fast food restoranından büyük seçim bir menü alıp yanında light kolamızla birlikte hızlıca tüketip tekrar koşmaya, bir yerlere yetişmeye çalışan insanlara döndük.

Yukarıda bahsettiğimiz birkaç şey bile vücudumuz için oldukça yabancı. 50-60 yıl, bunca değişikliğe bir canlının adapte olması için kesinlikle yeterli bir süre değil.

Bu yabancıları vücudumuzun tanımaması, vücudumuzun askerleri olan bağışıklık hücrelerimizin de birden şaşırıp ve her şeyi yabancı olarak algılayıp kendi hücrelerine saldırması için geçerli sebepler.

Durum böyleyken eğer otoimmün bir hastalığımız varsa bir süreliğine fabrika ayarlarımıza dönmemizde fayda var.

Fabrika Ayarlarına Dönüş

İnsan vücudu, binlerce yıl boyunca belirli bir yaşam tarzına ve çevresel koşullara uyum sağlamıştır. Ancak, son yarım yüzyılda yaşanan hızlı değişimler, vücudumuzun bu yeniliklere adapte olabilmesi için yeterli süreyi sunmadı. Gıdaların yapılarının değiştirilmesi, işlenmiş gıdaların günlük hayatımıza girmesi ve hareketsiz yaşam tarzı, vücudun biyolojik dengesini alt üst edebilir. Bu yabancı unsurlarla karşılaşan bağışıklık sistemi, bazen sağlıklı dokuları düşman olarak algılar ve otoimmün hastalıklar ortaya çıkar.

Bu nedenle, otoimmün hastalıklara karşı vücudumuzu korumak ve iyileşmek için beslenme en güçlü silahımızdır.

Eliminasyon Diyeti: Otoimmün Hastalıklarda İyileşmenin Temeli

Otoimmün hastalıkların tedavisinde öne çıkan yaklaşımlardan en güçlü silah eliminasyon diyetidir.

Eliminasyon diyeti, bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini azaltarak vücudu dengelemeyi amaçlayan bir beslenme yöntemidir. Bu diyet, vücuda zarar verebilecek, inflamasyonu tetikleyebilecek ya da bağışıklık sistemini harekete geçirebilecek bazı yiyeceklerin belirli bir süre boyunca beslenmeden çıkarılmasını içerir. Bu besinlerin vücuttan tamamen temizlenmesinden sonra, aşamalı olarak yeniden beslenmeye eklenir ve vücut üzerindeki etkileri dikkatlice gözlemlenir.

Eliminasyon diyeti, genellikle 2 ila 2,5 ay süren bir süreçtir ve kişinin bireysel ihtiyaçlarına göre şekillendirilir. İlk aşamada, gluten, süt ürünleri, yumurta, soya, mısır, şeker gibi alerjen veya bağışıklık sistemini etkileyebilecek gıdalar tamamen kesilir. Bu sürecin sonunda, her bir gıda yavaş yavaş yeniden beslenme planına dahil edilir ve vücudun bu gıdalara nasıl tepki verdiği gözlemlenir. Amaç, bağışıklık sistemini sakinleştirerek semptomları hafifletmek ve inflamasyonu azaltmaktır.

Neden Eliminasyon Diyeti?

Eliminasyon diyeti, otoimmün hastalıkların kökenine inerek, bağışıklık sisteminin dengesini geri kazanmasına yardımcı olur. Otoimmün hastalığı olan kişilerde, bağışıklık sistemi aşırı çalıştığı için, bazı gıdalar bağışıklık hücreleri tarafından tehlike olarak algılanabilir. Bu da vücutta iltihaplanmaya (inflamasyon) neden olabilir. Eliminasyon diyeti, vücudun bu tepkilerini minimuma indirmeyi ve bağırsak sağlığını iyileştirmeyi amaçlar.

Bağışıklık sistemi ile bağırsaklar arasında güçlü bir ilişki vardır. Bağırsak florası dengesiz olduğunda, bağırsak duvarı hasar gördüğünde bağışıklık sistemi de olumsuz etkilenir. Eliminasyon diyeti, bağırsakları iyileştirerek, “geçirgen bağırsak” gibi sorunları önler ve bağışıklık sistemini dengelemeye yardımcı olur. Bu sayede otoimmün hastalıkların semptomları hafifler ve hastaların yaşam kalitesi artar.

Dyt.Çağla Çevik

No Comments

Post a Comment